yaşanılan garip olaylar

dolmuşa bindim. bi teyze yakında inicekmiş kalktı yer verdi. tatlı tatlı bakıp "düzelt düzelt" dedi. hala anlamış değilim kıyafetim de bozuk değildi.

kmu'de okuyoruz. yaz tatili başlamış bizim bütler var tabii. 5. katta evimiz. can sıkıntısından balkondan aşağıya yetişin komşular diye bağırıyoruz. akşam oldu fanatik galatasaraylıyız. hadi uefa belgeselini izleyelim dedik. taktık izliyoruz. laptopun altında soğutma fanı var fanın led ışıkları mavi duvara yansıyor. baya bi zaman geçti çıt yok. böyle bir gölge geçti duvardan. nasıl tırstım ama erkeğim ya belli etmicem kafayı hafifçe çevirdim kolacan ediyorum arkadaşı. baktım aynı şeyler ondanda var gördün mü sende dedim gördüm dedi. bizi bir korku aldı. bütün odalara tek tek baktık hiç bir şey yok. o günden sonra sabahlara kadar uyuyamadım psikolojim bozuldu. tabii psikolojimin bozulmasında en çok pay o değil

akbil makinesine 20 lira kaptırmak.

kocatepe camisinin önünde duruyorduk delinin biri geldi beni sırtına alıp üç tur döndükten sonra bıraktı ve sevinçle hoplayarak gitti

sosyal medya üzerinden bi kızla buluşma ayarlamam.kızın yanlış mekana gitmesi.gittiği mekanda başka biriyle tanışıp bir hafta içinde sevgili olması... şuan elemanın askerde olması ve döndüklerinde nişan planlamaları yapmaları,benim bunları facebook üzerinden takip etmem.

bir keresinde yolda yururken bi adam bana carpmisti ve donup ozur dilemisti evet bence cok garip ve turkiye de oluyo hemde bu olay sizce de cok garip degil mi ?

bir gün televizyonda çizgi film izliyorum yatıyorum yaşım 5-6 falan annem yanımda patates soyuyor çok severdim çiğ patates yemeyi de o zamanlar o dilimliyor ben yiyorum o dilimliyor ben yiyorum sonra birden kusmaya başladım tüm eve sonra hastane serum falan bir sürü tantana sabaha karşı eve dönüyoruz babam elimden tutuyor karşıdan karşıya geçerken " ne olmuş bana ne hastasiymisim " diyorum babama " mevsim zehirlenmesi geçirmişsin " diyor babam aradan on bir on iki yıl geçti geçen gün fark ettim yıllardır mevsim zehirlenmesi sandigim şey aslında besin zehirlenmesiymiş.

her seferinde dönüp dolaşıp yine aynı insanın yanında buluyorum kendimi gerçekten çok garip.

arkadasla bulusacaktik ben biraz erken gitmisim kafeye onu beklerken bi tuvalete gideyim dedim. tuvaletin önünde bi oğlan telefonla oynuyor icimden garipsedim hatta baska yer mi yok falan diye neyse baktim kapi da aralik lönk diye daldim iceri de kız varmış. hemen özür dileyip çıktım oğlan hala telefonla ilgileniyor. bu kadar da gavat olmayin beyler

bugün arda turan'ın sevilla'ya 2 gol atması bence..

gece ateslenmisim çok kotuyum hiç halim yok uyuyordum annem uyandırdı ateşim düşürmek için bişeyler yapıyor git üstüne aklet giy dedi kendi odama gidiyorum odada ablam uyuyar gece 3 sıraları pencereler falan açık yaz ayı sıcak kavruluyoruz ben ateslenmisim neyse odanın kapısı kapalıydı kapıyı açtım direk lambayı acmamla ablam bağırmaya başladı deli danalar gibi susmuyor o bağırınca bende bagirdim karşılıklı bağırıyoruz çok fenaydı ve korkutucuydu nasil sustuk hatırlamıyorum

cafede tuvalete gitmiştim. işimi gördüm makyajımı falan düzeltiyorum içerden erkek çıktı bakakaldık birbirimize. burası bayanlar tuvaleti yalnız dedim tepedeki etekli cin ali kılıklı sembolü göstererek. illa sadece kızlar mı etek giyer ki allah allah deyip gitmişti. o gün bu gündür düşünüyorum, acaba erkekler etek giyer mi diye?

birkaç gün önce başıma gelmiş olaydır. hastaneden heyet raporu almak gerekiyordu ve pazartesi günü alabileceğimi söylediler. gittim ve benim gibi rapor bekleyen birkaç kişinin daha olduğunu gördüm ama rapor vermediklerini söylediler. nedeni ise bir doktorun izinli olmasıymış. o gün almam lazımdı çünkü bir gün sonra kayıt için başka şehre gidecektim. hastaneden çıktık ama benim o izinli doktora haber verirlerse de gelirse gün içinde diye umudum vardı o yüzden hastane yakınlarında arkadaşımla hastaneyi aramaya karar verdik. aradım kendi numaradan gayet normal bir şekilde sordum doktor gelebilir ama gelmeyebilir de şeklinde politik bir cevap aldım sonra kapattım iyi günler dileyip. arkadaşımdan aradım yine ben konuştum bu sefer şehir içinde olup olmadığıyla alakalı bilgileri olup olmadıklarını sordum bilmiyorlardı ama yurtdışına çıkmıştır belki yoktur buralarda diye geçiştirmeye çalıştılar sonra ben yurtdışına çıktığına emin misiniz deyince hayır cevabını aldım, baştan savmaydı amaç resmen. işlerini doğru yapmadıklarını baştan savdıklarını belirten bir konuşma yaptım ağır konuşmadım aslında ama terbiyesiz küstah nidalarıyla kapandı telefon yüzüme. hastaneye tekrar gittim gün içinde o doktorun yerine başkası bakmaya başlamıştı. benim telefonda konuştuğum belgelerle uğraşan kişi benle çok ilgilendi koridorda her gördüğünde halloldu mu işin dedi hatta muhabbet bile ettik. bir kısımda bana bugün telefonda hakaret ettiler biliyor musun bile dedi. ben de aa ne dediler dedim anlattı sonra. çok garipti o duygu tarif edilemez resmen kendi dedikodumu yaptım adamla. bu da böyle bir anı

kedim durup durup kendi memesini emiyor böyle garip gelen saatlerce odaklanıp mal eden başka bir olay daha yaşamadım

birkaç ay önce yaşadığım olaydır. gecenin geç saatlerinde arkadaşla meydanda oturup sohpet ediyorken ilerden şarapçı bi abinin sağa sola bağıra bağıra bize doğru yaklaştığını gördük. arkadaşım lapara adam kalk gidelim desede içimde şarapçı abilere karşı bir sevgi vardı. sanki onlar benim rahatça içebilen halimmiş gibi gelirsi bana. neyse adam yaklaşırken bıçağını çekti. evet lapara adam şimdş sıçtın işte buraya kadarmış derken kendi kendime. " benim düğünümde ne işiniz var " diye bağırınca bende göt korkusuyla " abi biz gelin tarafıyız " dememle halay oynayama başlayıp kurtulduğum olaydır.

çok yakın bir arkadaşımla ofiste l şeklinde bir masada çalışıyoruz. ufak tefek tartışmalar atışmalar oluyor. bir gün arkadaşım dayanamadı elindeki tabağı bana frizbi gibi fırlattı. bende eğildim laptoba doğru, tabak duvara vurdu 500 parçaya ayrıldı. bende düzelip hiç birşey olmamış gibi çalışmaya devam ettim. arkadaşımda dönüp bakmadı bile.

dershanedeki sınıfımız öğretmenler odasının hemen yanındaydı. ders zili çalmaya başlar ve daha bitmeyi başaramadan hocalar sınıfa gelmeyi başarırlardı. bi gün yine zil çaldı ama hoca gelmedi. sınıfı klasik; "acaba ders boş mu?" heyecanı kapladı. neden muhabbete atladım bilmiyorum ama "adamlar ders başına para alıyolar lan dershanede boş ders mi olur, babaları ölse gelirler" diye ani bi çıkışta bulundum. aradan 2 dakika geçmeden kat görevlisi geldi ve "emre hocanın babası vefat etti, gitti" dedi. sınıftaki herkesin bana dönüp sen ne ayaksın lan bakışı atmalarını ömrüm boyunca unutamam.

kaldırımda dostlarla yürüyoruz işte güneşli gün sıcak falan vs. karşıdan gelen genci eski sınıfarkadaşıma benzettim ve "osman mı la bu?" dedim. neyse 2 sn sonra (allah affetsin) göklerden bir ses sola dönmemi söyledi. osman karşı kaldırımdaymış. (bkz: o değil kulum bu)

bu fakirlikle hala hayatta kalabilmemiz

buraya gece entiri gireceğim

bir keresinde yılbaşıydı ve ben noel baba kostümü giymiştim. saat gece 12'ye doğru yeni yıla girilmek üzereyken mahallede noel baba kostümüyle gezmeye başladım. yanıma sokak çocukları geldi. hepsi birer hediye istemişti benden, hepsine evinize gidin gece bacadan giricem demiştim. onlarda kapı var neden bacadan gireceksin diye sormuşlardı. ben de yapıştırdım cevabı: ''ya tutarsa?''

bugün başıma gelen korkutucu bir o kadarda garip bir olay mesela arkadaşımın sınıfına gittim kızın biri geldi sen ...'sın demi dedi bende evet aa şanım duyulmuş tabi falan diye şakalaşmaya çalıştım sonra nerden biliyosun diye soru geldi birinden kız ne dese beğenirsiniz arkadaşlar gitmiş eski sevgilisinin takip ettiği fotoğraflarını beğendiği kızları incelemiş ordan beni görmüş adımı soyadımı aklında tutmuş sürekli hesabımı takip edip duruyomuş oysa ne kızlar var be bravo valla çocukla ayrıldıkları 1 sene olucak hala devam ☹️☹️ o kıza burdan helal diyorum bilmese de dhxhshdhs erkeklere de son sözüm çok dikkat edin 😂

benim babamdan gizlice sigara içmem gerekirken babamın bizden gizlice içmesi durumudur

geçen sene final dönemimdi, aşırı acıkmış bir haldeyim. iki sokak ötedeki dönerciden dürüm söyledim yemeksepeti aracılığıyla. yakın olduğu için on-on beş dakika içinde getiriyorlardı hep. ama o gün öyle olmadı, bir saat bekledim. açım çalışamıyorum da aynı nedenle sinirleniyorum da gittikçe. önce online yardım aldım yemeksepetinden, kadın dedi ki restoranı aradım çıktı şimdi yolda. e iyi dedim bekledim, bir yarım saat daha geçti. bende attı tabi sigortalar direkt restoranı aradım. bir buçuk saat oldu şurada iki sokak aşağıda oturuyorum bu yaptığınız ne fırçası çektim. bir sürü özür diliyor adam hemen getiriyoruz diyor, yok istemiyorum sizden bir şey dedim kapattım. başka bir dürümcüden söyledim keyfim kaçmış sinirlerim yıpranmış bir halde. kapı çaldı bir baktım bu iki sokak yukarıdaki elemanlar. dedim hayırdır ben iptal etmiştim. efendim bunu bir özür olarak kabul edin lütfen kusurumuza bakmayın bunlar size hediye olsun diyerek adam bir poşet bıraktı gitti. baktım dürüme ek olarak bir de tatlı koymuşlar. daha kapıda o şoku atlatamadan ikinci siparişim geldi diğer restorandan. iki dürümü artı bir trileçeyi gömüp keyif içinde çalışmama dönmüştüm.

eski sevgilimin bana kız ayarlaması.beni kıza ballandıra anlatması.ben bunları sonra öğreniyorum tabi.

dişçiden çıkmıştım çarşıda gezip tramvaya bindim buraya kadar her şey normaldi. taki tramvaya binince ayağımda dişçideyken giydiğim galoşları çıkarmadığımı fark edene kadar tüm çarşıyı ayağımda galoşla gezmişim işin garibi bunu yanımdakinin de fark etmemiş olması

ulan bu gün eski konuştuğum çocukla buluştuk şimdilerde arkadaşız. her neyse buda laz trabzonlu bayadır öyle arkadaş olarak falan konusuyoruz 2 sene oldu galiba. geçen sene bursadan bi laz ile daha tanışmıştım hatta bi entryde anlattım onun için aydıma gitti falan diye. neyse bu gün arkadaşım olanla buluştuk. ulan bunlar akraba çıkmasınlar mı ? hala olayın şokundayım aq

arkadaşımla ders saatini bekliyoruz bir ara duraksadı ceplerini yoklamaya başladı ve ağzından şu cümleler çıktı " lan benim montum nerede " ben o an buga girdim. adam montunu cebinde aradı ya la

dün gece ders çalışırken başıma gelen bi olay saat 3.30 falan kafamı koyup dinleneyim dedim biraz o an sanki gerçek hayattaymışım gibi dışarda geziniyorum o ara araba çarptı baya şiddetli bi şekilde anlamadım amk ne olduğunu kafamı kaldırdım kendime geldim 10 dakika geçmiş yatalı ağlıyorum dün geceden beride bacağım şiş deli gibi ağrıyo ne oldu olum bana

fakülteden bir kız trafik kazasında vefat etmiş. kızı merak ettim ve arkadaşım bunu kesin takip ediyordur diye hesabına girdim. baktım takip etmiyormuş. sonra kendi hesabıma girdim sandım, belki ben yüzde bir ihtimalle ediyorumdur falan dedim. kızın profiline bir baktım istek atıldı yazıyor, allah allah dedim. sonra hangi hesaptayım lan ben deyip profile bir döndüm arkadaşımın hesap açık kalmış. amk malı ölen kıza istek atmış tövbe tövbe

bir cafede oturuyorum tuvaletim gelince bende kalktıp tuvalete gittim. tam oturdum o sıra biri kapıya tıkladı dolu dedim oda pardon dedi. bende tekrar dolu dedim salak gibi. oda bana diyor ki zaten tıkladığım için pardon dedim. bende tamam o zaman dedim oda çıktı dışarı . tuvalette tanımadığım biriyle muhabbet kurdum aq çıkınca naptım la ben az önce diye düşünüyorum

evimize boyaci geldi, başlarında duran dedemden bir miktar para rica edip gittiler. haplanip gelmisler. saga sola sallanarak sukunet icinde boya yaptilar. dedem ne derse "yaparız be guzel abim" diyerek dedemi krize soktular yagsgshshsh

beyler bayanlar bana açılan çocuktan red yedim nasıl oldu bu iş :d

geçen sömestr tatilinde kayserideyim forumun önünde oturuyorum sigara yakmışım insanları izliyorum aklıma birden dersaneden bir çocuk geldi lan muhammet de iyi çocuktu 4 yıldır görmüyorum falan diye içten söyleniyorum olayın 1 2 dakika sonrasında kalabalığın içinden muhammet gelip bana selam veriyor

geçen hafta alt okulla bizim bi' öğretmenin arasında bahçede kavga yaşandı. merdiven penceresinden izliyorduk arkadaşımla bir anda bizim diğer öğretmenleri orda gördük ve hiçbir şekilde merdivenden inme sesi duymadım hadi onu geçtim arkadaşım yan duruyordu o da görmemiş merdivenden indiklerini. nasıl bir anda dört kat aşağı indikleri hâlâ sır

bugün yolda yürüyordum havadan kemik düştü, yemin ederim bildiğimiz kemik yani korktum tabii etrafa bakıyorum kimse yok. kafamı bir kaldırdım ki bir adet elektrik tellerinde duran karga ile göz göze geldim. ya sen kargasın neden kemiğin var? tamam yerden aldın diyelim neden benim önüme düşürüyorsun abv? gündüz vakti bir karga delisi tarafından korkutuldum evet tarafından...

Bir gün cami avlusunda oturuyorum yanıma 11-12 yaşlarında bir kız geldi. Ve zonguldak Allah rızası için 5 lira verir misin karnım aç falan dedi. Para vermek değilde yemek ısmarlamak niyetindeydim. Belki bi yardımım dokunur diye sen okuyor musun, kaç yaşındasın minvalinde sorular sordum. Kız bana ‘YA ZONGULDAK PARA VERMEYECEKSEN UZATMA ÇOK SORU SORDUN’ dedi azarı çekti ve gitti. Bok gibi kalmıştım orda jsjsjsks

(bkz: ve zonguldak)’ın yazdığına benzer bir olay yaşamıştım ben de. Arkadaşımla buluşmuş hamburger yerken 2 tane, üstleri eski, 7-8 yaşlarında çocuk, “abla patateslerini yemiyorsan bize verir misin?” diye gelmişlerdi yanıma.. Baya üzüldüm, o halde ki çocuklara asla dayanamam, yeğenlerim gelir hemen aklıma. “Gelin ben size yenisini alayım” diyip kalktım. Çocuklardan biri sıra beklerken bana “abla biz tavuk yiyemiyoruz da et menü alırsan sevinirim” dedi.. Bilmem kaç yıllık hayatımda kendimi ilk defa orada enayi gibi hissetmiştim. Gerçekten ihtiyaçları olduğu ya da aç olduklarını düşünerek böyle bir teklif de bulunmuştum ama anladığım kadarıyla oranın müdavimi olup, alnında enayi yazan kişileri seçme profesyonelliğine erişmişler.. :d

Bugün üç kız arkadaşımdan örnek aldım. İkisi(+1.75 üzeri) vedalaşırken eğiliyor muyum diye bacaklarıma baktılar. Eğilmediğimi görünce de sevindiler. Hayır, beş santim daha uzun olsanız cami sütunu olarak istihdam edileceksiniz. Neden hala buna dikkat ediyorsunuz? Garip yani.

Ön lisans mezunuyum DGS'nin açıklannasını bekşerken tekrar üniversite sınavına hazırlanayım istedim ve dershaneye yazıldım. Ben dönemin ortalarında başladım. Klasik tanışma fastı başladı .neyse teneffüste kızın biri yanıma geldi. "abla deferin tam mı?demesiyle beynimde "sol yanımdan kurşun yedim" türküsünü duymam bir oldu.

Yaklaşık bir ay falan önce akşam vakti arkadaşımla Gülhane parkında bir bankta oturuyorduk. Yanımıza çinli bir kız geldi, çömeldi ve bize yakınlarda gidebileceği kiliseleri sordu. Neyse biz buna söyledik falan ama kalk yanımıza otur diyoruz o çömelmeye devam ediyor. Biraz sohbet muhabbet ettikten sonra kız “biz Türkleri çok seviyoruz ben size hep dua ediyorum, siz bizi seviyor musunuz?” dedi... Pek sevdiğim söylenemez ama kıza yok canım biz sizi sevmiyoruz diyemedim bende. Ben tüm insanları seviyorum :s dedim. Neyse kız numaramızı istedi daha sonra yanımıza bi kız arkadaşı daha geldi. Biraz muhabbetten sonra bize teşekkür etmek adına şarkı söylemek istediğini söyledi ve ayağa kaldırdı. Mekan gülhane, hava karanlık, yanımda iki tane çinli kız bize şarkı söylüyor bizde eşlik etmek adına ayakta bunları alkışlıyoruz. Arkadaşımla göz göze geliyoruz sürekli ‘neler oluyor mithat’ der gibi.. Bunların şarkı bitti bu seferde kız bize dua etmek istediğini söyledi. “İsa sizi seviyor, biz sizi seviyoruz” diyor. Tamam teşekkürler diyorum. Bu elini koydu arkadaşımın sırtına, diğer kızda beni hafif tutuyor başladılar fısır fısır dua okumaya. Mekan gülhane, hava karanlık, yanımda iki tane çinli kız ayakta sırtımıza dokunarak bize dua ediyor... Bugün o kız bana mesaj atmış. Dolandırıcı falan sandım önce mesajı tam okumadım sonra böyle bir kızın varlığı geldi aklıma. Gülhanedeki çinli, büyücü müydün neydin bilmiyorum ama garip biriydin. Edit: bu başlığa daha uygundu.

Dün adliyede beklerken yanıma bi dayı yaklaştı, dedi "avkat bey bu ikinci kata nasıl çıkabilirim?" Asansörleri gösterip iyi günler diledim, bu sefer "yav bana böyle bir kağıt geldi, avkat tutmam gerekir mi?" dedi. Kağıttan pek bir şey anlaşılmıyordu, savcılığa kendi rızasıyla gitmezse zorla getirileceği yazılıydı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken anlattı olan biteni "ben bu tivitıra girdim, reisimizi savundum, milli hesapları takip ettim. Karşı taraf şikayet etmiş beni, sonra bu geldi". Karşı taraf kim? Erdoğan lehine tivit atanlar nasıl savcılığa çağırılır? O savcı doğunun hangi güzide iline atanacak? Babam pasta yapmayı nereden öğrendi?.. Dedim "erdoğan'ı savunduğunuz için savcı mı çağırdı sizi yani?" Çünkü inanması gerçekten güç bir olay. Paralel evrende bile oluru yok. Onayladı. Sonra ona "valla muhalifleri sabah olmadan evlerinden alıyorlar, seni yine çağırmışlar. Avukata ihtiyacın olacağını sanmıyorum, ikinci kata git de öğren bakalım" deyip yolladım. Türkiye bir dizi türü olsa absürt komedi olurdu. Dışarıdan bakınca çok komik, içine girince cringe'i iliklerine kadar hissediyorsun.

Geçen gece yatağım beşik gibi sallandı. Uyandım. 2 saniye sonra her şeyin yerinde durduğunu fark ettim ama kalbim çok hızlı atıyordu. Deprem devam etmiyor diye uyumaya devam ettim. Sabah anneme sordum deprem oldu mu diye, olmadı dedi. O sallantı sonucu uyandığıma eminim ve rüya da görmedim. Acaba kalbimin hızlı atmasıyla vücudum sarsıldı da ben mi deprem sandım. Düşünüyorum ama o kadar da olmaz sanırım. Ve eğer gerçekten hissettiğim kadar deprem olsaydı, yer yerinden oynardı. Tuhaf.

Hep beraber masterchef izlerken kardeşlerim sürekli "Uğur'u diskalifiye ediceklermiş, neden edicekler acaba" diye soruyorlardı. Ben de attığı tweetlerden dolayı sanırım dedim. E bu sefer de nasıl tweet atmış diye sordular. Örnek vermek amaçlı dedim ki "pembe gömlek giyen erkek ibnedir" tarzında tweetler atmış dedim.. tam 2 dk sonra babam pespembe bir gömlek giyip salona geldi.. kardeşim de gülerek "baba ablam daha demin pembe giyen erkek ibnedir dediiiğğ" deyince babam hemen "bu pembe değiş fuşya bi kere" deyip gitti.. napsam bilemedim..

bu seneydi, geç saatlerde finallere çalışırken kalkıp arkamdaki çekmeceden bir şeyler aldım ve normalde kapatmam gerekirken çekmeceye uzun uzun baktım kapatmıcam seni dedim ashgdj kapatmadan geçtim yerime oturdum içimden de 'biraz sonra arkamı bi dönüyomuşum çekmece kapanmış ehehehe' diye geçirdim. Az sonra arkamı döndüğümde çekmece kapalıydı garip bi geceydi :d

Kızılayda yürürken mendil satan bir kadın önümü kesip gel kızım falına bakayım senin dedi. Mendil satmaya çalışacağını düşünerek hızlanan adımlarım durdu ve iç güdüsel olarak aniden geri döndüm. Beni bir köşeye oturtup hayatımı anlatmaya başladı. Sevdiğim şeyleri, karakterimi, dostlarımı, aşkımı,işimi, ailemi... mutsuzluğun geçecek hayatında her şey yoluna girecek kendine 27 gün ver dedi. Aniden kalkıp arkasına bile bakmadan uzaklaştı. Arkadaşımla gülüştük birden gözden kayboluyormuş diye bir süre arkasından baktık belki kayboldu belki biz kaybettik bilemiyorum ama bugün hani mutlu olacaktık deyip tarihe baktım 17 gün olmuş. 10 gün içinde beni mutlu edecek bir şey olursa kızılaya gidip teyzeyi sokak sokak arayacağım muhtemelen.

Telefonda müşteriye adres sorduğumda, camii var onun orda demesi 🤦‍♀️ tamam da ablacım hangi camii bu. Sanki memlekette tek bir camii var da, ben salak bilememişim gibi niye davranıyorsun ki 🤷‍♀️

Henüz ölmemiş olmak

dün sabah kütüphaneye gidince orda olan iki kıza günaydın dedim, biri suratıma bön bön bakıp sonra yanındakine sen tanıyor musun? ben tanımıyorum dedi ve bana cevap vermedi, ya günaydın dedim ya insan karşılık verir

evde kimse kimseyi anlamadığı için anneannem ve teyzem arasında türkçeden türkçeye çeviri yapıyorum habahabahba